24 Temmuz 2007 Salı

23 Temmuz 2007 Pazartesi

2 Temmuz 22 Temmuz'da










Madımak'ın yıldönümüdür, vücutlarımızı sayı olarak dikelim diye mitinge gittik ailece Kadıköy'e. Mitinglerden medet ummam. Herkes bağırır, bayrak sallar, semboller anlamını yitirir, dışarda kalanı içeri davet etmek,merakını çekmek için bir çabada bulunulmaz. Hatta bana göre, polisin bariyerleri içeride bulunanları çok rahatsız etmemektedir, yani dışarıda olanlardan ayrı tutulmak sadece yer darlığı yarattığı için can sıkmaktadır. Ne bir ölüm sessizliği, ne de karnaval şenliği vardır çoğu zaman. Biz isterdik ki,tek bir bayrak olsun,rengi siyah olsun; ya hep beraber saz çalalım, sesler semaya yükselsin, bizi terkedenlerin kulağı çınlasın; ya da isterdik ki hepimiz susalım,yere uzanalım ve bir iki saatliğine ölelim.Ne mitinge çağrı olsun ne de örgütlenme. Bir anda başlasın herşey ve herkes davetli olsun bu kulak çekmeye. Ama öyle olmadı. 10 Kasım töreni gibi oldu ve bitti. Biz hamasete dayanamadık,geri döndük. Ben miyim tek yabani,bilemedim.Çok mu sabırsızım onu da bilemedim.

Bence mitingdeki en büyük direnişçi sucuydu. Sloganları bastırarak, yanık sesiyle "soğuk suu, burda 50 kuruş,içerde 1 ytlleeee" diye bağırıyordu; çırpınışı en yalın şekilde.Bir başka sucu çocuk etraftakileri süzüyordu, miting bile lüks geliyordu ona besbelli. Polis analarını ağlatıyordu romenleri içeri sokana kadar.