25 Ocak 2007 Perşembe

duymayan amca


şunu da yazayım yatayım. bir keresinde durakta iki dirhem bir çekirdek giyinmiş amca bana sordu: "para geçer mi 128'de?" geçer. gülümsedin mi bil ki yaşlı amcalar sohbete başlar. tamam. ama bu amca %85 duymuyordu. "kelimeleri ayırt edemiyorum kızım yavaş konuş." pekiy.

amca köy enstitüsünde yetişmiş."eskiden bir pantolonum bir ceketim vardı, yaz kış giyerdim. şimdi öyle mi,takım takım elbisem var." sanırım çok etkilemiş onu kıyafetsizlik, emekli maaşına göre çok şık giyiniyordu.üstelik ipek fuları da yeniydi. yılların acısını çıkar amca!

pasosundan gördüm;adı Saim Yıldırım. Adapazarı'ndaymış,sonra bizim buraya taşınmış. Oğlu vardı galiba,belki bir de kızı. bana bol bol öğüte verdi ama ne yazık ki cümle sonlarındaki "heeeeee" diye nefes verme sesi aklıma kazınmış,tek bir öğütünü hatırlıyorum: "yaşlıların ve evde kalmış kadınların 5 zaafı vardır: inatçıdırlar,cimridirler,alıngandırlar,çocuk gibidirler...."öbürünü hatırlamıyorum.

"emekli bir öğretmen amca dediydi dersin." diyorum amcacım. ama keşke söylediklerinin hepsi kalsaydı aklımda.

bir de yemekten bahsetti.enstitüde kıt kanaat beslenirlermiş. nohut,kuru fasulye ve bulgurdan başka şey yemezlermiş. bir de çok ender tatlı çıkarmış. ama tatlıyı da unuttum. çünkü o sırada amcanın telefonunu alsam mı diye düşünüyordum. enstitülerle ilgili sözlü tarih çalışması olur belki diye.
pis pragmatist otto.

unuttum işte.

ama unutmayın.yaşlılar ve evde kalmış kadınlarrrr....

Hiç yorum yok: